Uzun yıllar boyunca Avustralya’da inşaat sektöründe çalıştıktan sonra emekliliğe adım atan Ali Yıldız, doğup büyüdüğü köyüne geri dönerek tarım yapmaya karar verdi. Emekliliği sırasında okul çağındaki çocuklarına sürdürülebilir tarım uygulamalarını öğretme hayaliyle yola çıkan Yıldız, şimdi köyünde “süper meyve” olarak adlandırılan yenilikçi besin maddeleri yetiştiriyor. Ali Yıldız’ın bu dönüşümü, hem yerel ekonomiye katkı sağlıyor hem de çevre dostu bir tarım modeli olarak dikkat çekiyor.
Ali Yıldız, Avustralya’da geçirdiği yıllar boyunca tarım konusuna duyduğu ilgiyle dikkat çekti. Emeklilik sonrası köyünde tarıma yönelme kararı alan Yıldız, sürdürülebilir tarım yöntemleri kullanarak doğa ile uyumlu bir üretim süreci başlatmayı hedefledi. Başlangıçta sadece hobi olarak düşündüğü bu iş, zamanla onun için bir tutkuya dönüştü. Yıldız, köyüne dönme kararında, Avustralya’da kazandığı tecrübelerin de büyük etkisi olduğunu belirtiyor. “Orada edindiğim bilgiler ve teknolojiler, bana yeni bir bakış açısı kazandırdı. Şimdi köyümde bunları uygulamak için sabırsızlanıyorum,” diyor.
Yıldız, köyde “süper meyve” olarak bilinen ve besin değerleri açısından zengin olan bitki türlerini yetiştirmeye başladı. Bunlar arasında acai meyvesi, goji berry ve chia tohumları gibi popülerleşen, sağlıklı yaşamı destekleyen ürünler bulunuyor. Ali, bu meyvelerin sadece sağlıklı beslenmeye değil, aynı zamanda ekonomik faydaya da katkı sağladığını düşünüyor. “Organik ürünler, hem iç piyasada hem de ihracatta yüksek talep görüyor. Biz de köyümüzde bu potansiyeli değerlendirmek istiyoruz,” diyor.
Yıldız’ın köyündeki yeni tarımsal faaliyetler, sadece kendi hayatını değil, aynı zamanda çevresindeki toplumu da olumlu yönde etkiliyor. Yerel kadınlarla iş birliği yaparak, onlara tarım eğitimi veriyor ve birlikte projeler geliştiriyor. “Bu, sadece beni değil, köydeki birçok insanı birlikte çalışmaya yönlendiriyor. Tarım, kadınlar için de önemli bir gelir kaynağı olabilir,” şeklinde konuşuyor. Ali, bu çalışmalarıyla hem cinsiyet eşitliğine katkı sağlamayı hem de yerel ekonomiyi canlandırmayı hedefliyor.
Ayrıca, Yıldız, sürdürülebilir tarım uygulamalarına da büyük önem veriyor. Su tasarrufu, doğal gübre kullanımı gibi yöntemler, toprağın verimliliğini artırmada önemli rol oynuyor. Köyde kurduğu modern sulama sistemi ile kuraklık sorununu minimize etmeye çalışıyor. “Doğayla savaşmayı değil, onunla uyum içinde çalışmayı seçtik. Bu şekilde hem çevremizi koruyoruz hem de daha verimli bir üretim yapabiliyoruz,” diyor. Ali’nin bu yaklaşımı, çevre dostu tarım uygulamalarına ilgi duyan pek çok insanın dikkatini çekiyor.
Yıldız’ın girişimi, köydeki diğer çiftçiler için de bir model olmaya başladı. Yıldız, yerel çiftçilere bilgilerini aktarmak için düzenli olarak seminerler ve atölye çalışmaları organize ediyor. Bu etkinliklerde, organik tarımın avantajlarını, yeni teknolojilerin nasıl kullanılacağını ve çevre koruma yöntemlerini paylaşıyor. “Birlikte daha güçlü olabileceğimizi biliyoruz. Bu bilgileri paylaşmak, hem kendimizi hem de toprağımızı geliştirmek için önemli,” diyor.
Ali Yıldız’ın hikayesi, hem bireysel hem de toplumsal değişimin bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Avustralya’da kazandığı tecrübeleri köyünde uygularken, çevreye ve insanlara duyduğu saygıyı da ön planda tutmayı başarıyor. “Sürdürülebilir bir gelecek için çalışmak, benim için çok önemli. Hem kendi çocuklarıma hem de gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmak istiyorum,” şeklinde sözlerini noktalıyor. Ali’nin tarımsal serüveni, sadece bir meyve yetiştirme hikayesi değil, aynı zamanda toplumsal ve çevresel değişimin de habercisi. Böylesi bir dönüşüm, belki de milyonlarca insan için ilham kaynağı olmayı sürdürecek.