Çin, 10 yaşındaki bir çocuğu acımasızca öldüren mahkumun idam edilmesiyle sarsıldı. Ülke genelinde infazın ardından yaşanan tartışmalar, ceza hukuku uygulamalarını ve infaz kararlarının toplumsal etkilerini gündeme taşıdı. Olay, gerek ulusal medyada gerekse sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Çinli yetkililer, infazın toplumda adaletin yerini bulduğuna dair bir mesaj vermek amacıyla gerçekleştirdiğini belirttiler.
10 yaşındaki çocuk, 2022 yılının Eylül ayında yerel bir parkta kayboldu. Ailesinin ve yerel halkın yaptığı aramalardan sonra, çocuğun cesedi birkaç gün içinde bulundu. Olayın faalisi olarak tutuklanan mahkum, çocuğun kaybolduğu gün güvenlik kameralarında görüntülenmişti. Yapılan soruşturmanın ardından mahkum, çocuğu kaçırıp katletmekten suçlu bulundu. Mahkeme, cinayeti en ağır şekilde cezalandırarak infaza karar verdi. Bu karar, özellikle sosyal medya üzerinden yoğun bir şekilde tartışmalara yol açtı. İnternette, adaletin sağlandığına dair yorumların yanı sıra; ‘infazların insan hayatına değer vermediği’ yönünde eleştiriler de yer aldı.
Çin, dünya genelinde en fazla idam cezası uygulayan ülkeler arasında yer alıyor. Ülkede infazlar, genellikle ağır suçlar olan cinayet ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi fiiller için uygulanıyor. İnfazın uygulanma şekli ve sıklığı, hem ulusal hem de uluslararası alanda eleştirilen bir konu haline geldi. Çin hükümeti, sürmekte olan çarpıcı infazlar için çok sayıda kimsenin şikayet etmesine rağmen, bu tür cezaların toplum için bir caydırıcı unsur oluşturduğunu iddia ediyor. Özellikle son dönemde medya, idam cezalarının yanı sıra, mahkumların yaşadığı koşullar hakkında da tartışmalar yürütmekte. İçeride yaşanan insan hakları ihlalleri, birçok uluslararası kuruluşun dikkatini çekiyor. Bu çerçevede, çocuğun katilinin infazı, kamuoyunun ceza yasalarına ve infaz uygulamalarına yönelik farklı bakış açılarını bir araya getirdi.
Sonuç olarak, 10 yaşındaki çocuğun başına gelen trajik olay, yalnızca bir ailenin değil, tüm bir toplumun ruhunu derinden etkiledi. İnfaz ise, adaletin sağlandığına dair bir sinyal olarak algılansa da, bunun ne kadar kalıcı etkileri olacağı belirsizliğini koruyor. İnsanların, hukuk ve ceza sistemine olan güvenleri, yaşanan olaylar ve bu gibi infazlardan doğrudan etkileniyor. Gelecekte benzer olayların tekrar yaşanmaması için eğitim, aile yapısı ve toplum bilinci gibi unsurların üzerinde durulması gerektiği daha da net bir şekilde ortaya konmuş durumda.