Son günlerde Ortadoğu’da gerginlik artarken, yazar ve düşünce lideri Keçeli, İsrail'in Suriye’ye yönelik hava saldırılarına son vermesi gerektiği yönünde önemli açıklamalarda bulundu. Bu çağrı, sadece bölgedeki çatışmaların sona ermesi açısından değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için de büyük bir önem taşıyor. Keçeli, barışın ve istikrarın sağlanmasının, tüm tarafların üzerinde hemfikir olması gereken bir hedef olduğuna dikkat çekti. İşte, Keçeli’nin bu konudaki düşüncelerinin detayları ve bölgedeki durumu ele alan bir analiz.
Keçeli, yaptığı açıklamada, Suriye’deki iç savaşın ardından devam eden çatışmaların sadece bölge halkını değil, dünyayı da olumsuz etkilediğini hatırlattı. Hava saldırılarının sivillere verdiği zararlar ve sığınmacı krizinin boyutları göz önüne alındığında, bu tür askeri operasyonların sürdürülebilir bir çözüm sunmadığını ifade etti. Keçeli, “İsrail’in Suriye’ye yönelik sürekli hava saldırıları, sadece bu bölgedeki insani durumu kötüleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda bölgedeki diğer aktörlerin de olumsuz tepkilerini çekiyor. Barış için diyalog ve diplomasi şart” dedi.
Bunun yanı sıra, Keçeli, uluslararası toplumun bu durumda üzerine düşeni yapması gerektiğine de vurgu yaptı. “Birçok ülke, bu krizden nasıl bir yarar sağlayacaklarını düşünmekte, ancak unutmamalıyız ki savaşın getirdiği yıkım, herhangi bir kazanımdan çok daha fazladır,” diyen Keçeli, tüm dünya ülkelerini Suriye’de barışı sağlama konusunda daha aktif bir rol oynamaya davet etti.
Suriye’deki hava saldırıları, yalnızca askeri bir operasyon olarak değerlendirmenin ötesinde, insani bir krize dönüşmüş durumda. Keçeli, “Savaşın sürdüğü bir ülkede, her hava saldırısı daha fazla sivili hedef alıyor. Eğitim, sağlık ve temel ihtiyaçlar gibi unsurlar büyük ölçüde etkileniyor,” şeklinde konuşarak, bu durumun kalıcı hasar bırakabileceğine dikkat çekti. Savaşın, çocukların hayatlarına, psikolojik durumlarına ve geleceklerine olan etkisinin derinleştiğini vurgulayan Keçeli, “Bu çocuklar, savaştan doğrudan etkileniyorlar ve gelecekteki barış ortamından yoksun kalmaları, tüm insanlığa bir kayıp olacaktır,” diyerek, gelecekteki nesillerin barış içinde yaşamasının önemine işaret etti.
Bölgedeki kirli savaşların ve askeri operasyonların sona erdirilmesi için diyalog ve müzakere çağrısı yapan Keçeli, “Eğer biz insanlar, başkaları için barış sağlamak istiyorsak, önce kendi aramızdaki anlaşmazlıkları çözmemiz gerekmektedir. Tarafların ortak değerlerde buluşması, kalıcı bir barış için rasyonel bir yol olacaktır,” dedi.
Sonuç olarak, Keçeli’nin çağrısı, sadece bir ülkedeki sorunlardan ibaret değil; gelecekteki barış ve huzur için atılacak adımları da kapsıyor. İsrail’in Suriye üzerindeki hava saldırılarını kısa vadede sonlandırması, bölgedeki uzun vadeli istikrar için kritik öneme sahip. Keçeli’nin önce barış, sonra istikrar temelinde attığı bu adım, uluslararası toplumun dikkatini çekmekle kalmayıp, aynı zamanda çatışmanın sona ermesi için önemli bir fırsat sunuyor.
İlerleyen günlerde halkların bu noktada nasıl bir tutum sergileyeceği, uluslararası ilişkilerdeki dinamikleri de etkileyecektir. Ancak, şu bir gerçek ki: Savaşın getirdiği acı ve yıkım yerine, sevgi ve barış içinde bir geleceğin inşası için hepimizin üzerine düşen görevler bulunuyor. Barışın oluşturulabilmesi adına, her ülkenin bir araya gelerek konuşması ve çözümler üretmesi gerektiği gerçeği, Keçeli’nin vurguladığı temel prensiplerden biri olarak öne çıkmaktadır.