Son günlerde Türkiye'nin gündemini meşgul eden depremler, İstanbul'u da etkisi altına aldı. 2023 yılı içinde sık sık meydana gelen sarsıntılar, özellikle merkezi ve güney bölgelerde hasara yol açtı. İstanbul'un kalbinin attığı noktalardan biri olan Beyoğlu'nda, önceki gün yaşanan depremin ardından hasar almış bir binanın çökmesi, hem bölge halkında hem de tüm ülkede büyük bir panik ve korkuya neden oldu.
30 Ekim 2023 sabah saatlerinde İstanbul'da meydana gelen 4.8 büyüklüğündeki depremin hemen ardından, Beyoğlu'nda yoğun bir gürültü yükseldi. İlk belirlemelere göre, yaşanan sarsıntının etkisiyle güçlü bir şekilde hasar almış olan bir bina tam anlamıyla yerle bir oldu. Olay yerine çok sayıda ambulans, itfaiye ve arama kurtarma ekibi sevk edildi. Çöken binada en az 5 kişinin bulunduğu tahmin ediliyor. Kısa sürede gerçekleşen arama kurtarma çalışmaları, ekiplerin etkin müdahalesiyle başlamış olsa da, yerel halkın yaşadığı korku ve kaygı gözlerden kaçmadı.
Olayın ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve diğer yetkililer, çökme yaşanan bölgede incelemelerde bulunarak, vatandaşlara sistematik bir şekilde bilgi verdiler. Yetkililer, İstanbul'un depreme hazırlık durumunu sorgularken, eski binaların yıkılması ve güvenli yapıların inşa edilmesi gerektiğini vurguladılar. Türkiye’nin özellikle büyük şehirlerindeki eski yapıların maddi ve manevi risk taşıdığı bir kez daha ön plana çıktı.
Uzmanlar, İstanbul’un depremselliği hakkında çeşitli uyarılarda bulunarak, inşaat sektörüne dair yasal düzenlemelerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Deprem sonrası mutlak acil durum planlarının güncellenmesi, gerekli ekipmanların ve teknik personelin eğitilmesi önemli bir gereklilik olarak öne çıkıyor. Ayrıca, çökme yaşayan binanın çevresindeki diğer yapıların da detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, “Bina taramalarını yapın, hasar durumunu kesin olarak belirleyin, acil durum planlarını hızla devreye sokun” şeklinde tavsiyelerde bulundu.
İstanbul’un deprem kuşağında yer aldığını hatırlatan uzmanlar, bu tür olayların önümüzdeki günlerde de yaşanabileceği konusunda halkı uyararak, vatandaşların binalarında güvenlik önlemlerini almalarını teşvik etti. Uzmanlar, mevcut hasar tespit sürecinin yanı sıra yeni inşaatları da dikkatli bir şekilde denetlemenin önemine değindiler.
Yaşanan bu olay, kamuoyunda yeniden yapılanmalar ve kentsel dönüşüm projelerinin hız kazanması gerektiği yönünde tartışmalara yol açtı. İstanbul’da özellikle tarihi bölgelerde yer alan yapılar, depreme karşı dayanıklılıkları konusunda yeterince test edilmediği takdirde, halkın yaşam standartlarına doğrudan etki edebilir. Çöken binanın etrafında güvenlik şeridi çekildi ve alanı terketmesi gereken esnaflar, bölgedeki can ve mal güvenliği için olaylarla ilgili bilgi edinmeye çalıştılar.
Sonuç olarak, İstanbul'da yaşanan bu çökme olayı, şehirdeki binaların sağlamlığı ve depreme karşı dayanıklılığı konusunda önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Bir an önce acil önlemlerin alınması, halkın güvenliğini tehlikeye atmadan herhangi bir deprem anında bu tür üzücü olayların önüne geçilmesi gerekiyor. 30 Ekim'de meydana gelen bu binanın yıkılması, İstanbul için sadece bir başlangıç değil, aynı zamanda önümüzdeki dönem için bir tehlike sinyalidir. Türkiye'nin her yerinde bilinçlenme ve hazırlıkdöneminin başlaması kaçınılmazdır.